Merhabalar, yaptığım oyun için aslında bir hikaye

veya bir "Efsane" yazmıştım ve bunu oyuna eklemek istiyordum fakat eklemekten vazgeçtim, bilgisayarımda bir dosya içine atıp unutmaktansa sizlerin de fikrini merak ediyorum. Umarım hoşunuza gider.


-KARL'IN LANETİ-


Yıllar yıllar önce, unutmanın dua kadar kutsal sayıldığı karanlık bir çağda, insanlar umutlarını yitirmişti.

Ne güneşin doğuşu ne de ayın gümüş ışığı teselli veriyordu. Zaman içinde bir adam ortaya çıktı.

Adı Karl’dı. Ona “İyi Adam Karl” derlerdi.


Karl'ın elleriyle tuttuğu her şey altına dönüşür, sözleriyle çöken her acı dinerdi.

Çocuklara neşe, hastalara şifa, yoksullara paha biçilmez mücevherler bahşederdi.

İnsanlar, onun varlığını bir mucize, bir kader armağanı olarak gördü.

Zamanla Karl’a olan inanç öylesine büyüdü ki, insanlar onu tanrıların üstünde görmeye başladı.

Dualar artık göklere değil, Karl'ın adını fısıldayarak edilirdi.


Zamanla Karl’ın gölgesi büyüdü, müritleri çoğaldı.

Her biri onun adını göklere yazıyor, sabah akşam onu övüyor, heykellerini dikiyordu.

Ama gökyüzü sessiz kalmadı.


İnsanlığın kalbine Karl’ın adı kazındıkça, tanrıların öfkesi büyüdü.

Ve sonunda bir lanet yağdı yeryüzüne.


Tanrı, Karl’a inananlara şöyle seslendi:


“Eğer kalbinin en küçük köşesinde bile Karl’a inandıysan, kalbin taş kesilecek.

Eğer göz ucunla bile ona baktıysan, gözlerin kör olacak.

Eğer bir kez bile onun adını andıysan, dilin sonsuza dek susacak!”


O günden sonra binlerce insan taş kalpli, kör ve dilsiz birer gölge gibi yaşamaya başladı.


Bugün hâlâ rüzgarın taşıdığı fısıltılarda Karl'ın adı geçerse, yaşlılar susar, çocuklar kulaklarını kapatır.

Çünkü onun adını fısıldamak bile, laneti geri çağırabilir.


Ve böylece, Karl’ın Laneti zamanla efsaneye dönüştü...

Ama belki de efsaneler, unutulmuş gerçeklerin ta kendisidir.